Hakkımda

Fotoğrafım
Yaşam, yaşanmışlıkların yaşanılandan öteye gidebilmesidir.

Ruyalarda Buluşuruz

İçe keder düşünce playliste istisnasız eklenir Zeki Müren'den en sevilenler. 'Sorma ne haldeyim'le başlar, 'Ah bu şarkıların gözü kör olsun'la demlenir, 'Rüyalarda buluşuruz'la da nihai duasını ederiz gecenin. Zeki Müren'in sesine nota olmak kimsenin harcı değildir. Bu böyle bilinir ama üstadın sanatından dökülen bu nağmeler başka ustaların elinde, dilinde, gitarında, basında bambaşka bir keyife dönüşebilidiğini göstermiştir bize Kung fu. Gerek üniversite yıllarının lüzumsuz vize-final stres atmalarında, gerekse iş hayatının yoğun buhranlı koşturmacasından hafifleme kaçamaklarında gidip dinlediğim bir gruptur Kung fu.
 Kimi zaman ne çaldığına bile dikkat etmeksizin kendimizi tamamen müziğe bırakıp dans ettiğimiz günlerin birinde, temponun düştüğü bir anda duraklayıp 'Bu ne? Hiç yabancı gelmiyor' diyerek dikkatle kulak kabarttım çalan müziğe. 'Gerçekten o! Rüyalarda Buluşuruz bu!' diye hayretler içinde dinlemiştim ilk. Hiç bitmesin isteyip gözümde su birikintisiyle avuç dolusu alkışlamıştım Kung fu'nun cevherlerini. Evde bağıra çağıra söyleyip gizli gizli ağladığım şarkıyı orda duymak tüyler ürperticiydi. Kendimi çıplak gibi hissetmiştim. Sanki tüm o anlarımı herkes görmüş gibiydi.
 Yıllarca peşlerinden koşturdum 'Bir daha çalın.' 'Bari demoyu paylaşın' diye. Sonunda beklenen şarkının bilgisayarlarımıza yerleşmesiyle sarıp sarıp baştan, hiç sıkılmadan dinleyeceğimiz bir şarkımız daha oldu sayelerinde. 'Rüyalarda Buluşuruz'

By Kung fu

Son of a Kötü Kadın

Çocuğu şerefsiz diye anneye laf söylemek bana yakışmaz ama böyle durumlarda daha 'cuk' oturan laf yoktur bu şahsiyetlere hitap edilebilecek! Yanında yaşlanmak istediğiniz, daha önce hiç böyle hissetmediğiniz, gerekirse ölene kadar bekleyebileceğiniz yani size hiç yaşamadığınız bu duyguyu tattıran adam size daha önce hiç tatmadığınız nefrete bulanmış, öfkeyle bezenmiş bu korkunç duyguyu yani hayal kırıklığını da yaşatıyorsa o zaman artık lugatınızdaki inanmak kelimesi boyut değiştirecektir. Tanrı, kader, aşk aynı küme içindeyken hepsi bambaşka dallara ayrılır, hayatın bir türlü bulamadığınız anlamını aramaktan vazgeçer, bundan sonra olacaklara var gücünüzle hazırlıklı olursunuz.
Şimdi gelelim asıl meseleye! Kötü kadın olmayı hiç haketmeyen bu zavallı kadınların evlatlarına! Naparlar bu evlatlar? Bu evlatlar son derece sevecendirler. Ana kuzusudur onlar. Yazıktır onlara diye hiç kıyamazsınız bu yavrucaklara. Yanlarında öyle güzel hissedersiniz ki bi daha görene kadarki süreçte hiç aramasalarda olur. Nasılsa siz yeterince şevkatli, sevgi dolu, pervane olduğunuzdan onlar nasılsa aranacaklarını bilirler. Aradığınızda şımarmaları da bundandır. Gelirler gidersiniz, severler seversiniz, konuşurlar dinlersiniz, susarlar bi daha seversiniz. Yani ne yaparlarsa yapsınlar yanınızda oldukları sürece sizden mutlusu yoktur diye değil yani sizi zerre düşündüklerinden değil tamamen kendi bencilliklerinden dururlar yanıbaşınızda. Siz ne kadar severseniz onlar o kadar alıp bir başkasına aktarmak için durur yanınızda vampir gibi. Kan emiciler. Ömür kemiriciler.
Bu zavallıcık evlatlar sonra sıkılıverirler bu ilgiden. N'apsınlar? Hep almak olmazki. Vermek de lazımdır. Ama kime? Tabiki de size olmayacağından bahaneler üretmeye başlarlar hemen. Ben evlenmicem, ben sana layık değilim, ben ilişki modumda değilim, ben bu aralar iyi hissetmiyorum, ben,ben,ben... Evet sen sevgili son of a kötü kadın! Zaten hep sendin başından beri. Gidiyosun, yine sen!! Aman sen hiç beni dert etme ben nasılsa bir yolunu bulurum senden nefret etmenin. Aa yok ben o kadar iyi biriyim ki nefret bile edemem. Seni sevmeye devam ederim ben. Dualarım hep seninle olur belki de! Mi? Hiç sanmıyorum. Çünkü;
Evlenmicem diyen tüm evlatcıkların 6 ay sonra yüzük parmağında, ilişki modunda olmayan adam haftasında aşk sayfalarında, kendini iyi hissetmeyenler de kah orda kah burda, gönlü hovarda!
Şimdi ben nasıl olur da senden nefret edebilirim sevgili evlat! Senin kafan öyle karışmış ki yazık, bir de ben senden nefret edip üzmiym seni. Sen, sen, sen! Hep sen varsın sevgili son of a kötü kadın! Ve ben, seni sonsuza dek büyük bir aşkla seveceğim. Olur da birgün yeniden almak istersen gel hemen, ben öyle zavallıyım ki seni buracıkta bekleyeceğim. Sen cansın, evlatsın, annen kötü diye sana nasıl kıyarım!