Hakkımda

Fotoğrafım
Yaşam, yaşanmışlıkların yaşanılandan öteye gidebilmesidir.

ev-len-mi-yo-rum

Düğünlerden nefret eden ben ,çok yakın bir arkadaşımın düğün videosunu izlerken gözyaşlarımı siler yakaladım kendimi. Düğüne hazırlık aşamalarını muhteşem bi formatta hazırlamış otelin fotoğrafçısı. İmrenmemek olası değil. Ortamdaki evli bekar her hatunun içten dıştan 'Vay bee' iniltilerini duydum.. Bi yandan arkadaşımın mutluluğuna hüzünlenirken öbür yandan da 'Acaba bigün bende?' sorusuyla irkilirken buluverdim kendimi. Bir gün ben de..
Facebook'da gelin damat fotoğraflarının yeri yeni doğmuş bebek fotoğraflarıyla dolalı beri içimi tahammül edilemez bir stres sardı. Bu bebeklerin sünnet fotografları koyulduğunda da ben hala 'Acaba bir gün ben de!' sorusunu mu soracağım diye düşünmekten kendimi alıkoymayı denedim.Koyamadım.
Memlekete gidince  'Nasılsın?'dan önce gelen ilk soru 'Eeee?' ile başlayan 'Damat yokmu?' sorusu da cabası! 'Vakti geldi.' 'Gözünü dört aç.' 'Elini çabuk tut.' 'Hala bulamadın mı?'  'Koca İstanbulda bulamadıysan!' 'Yok mu arkadaşlarının arkadaşları?' 'Birine de evet de.' ' Bu kadar seçici olma.' 'Evde kalıcaksın.' cümlerinin hangisinde anlatım bozukluğu vardır? A.) Bence hepsi bozuk. Vakti saati dolmadan olmaz diyen bu zihniyet neden bir de 'Vakti saati geçiyor' der anlayabilmiş değilim. Kafam çok karışık. Vakti saati geçti mi, dolmadı mı? Beni biri aydınlatsın, lütfen.
Profil fotolarındaki hızlı değişimler, her yıl taktığım çeyreğin sayısının artması, çay bahçelerinde artık evli arkadaşlarımla takılıyo olmam, aileye karşı duyulan 'Ya mürvetimi görmeden ölürlerse'  dedirten sinsi vicdan, ev arkadaşıyla ev kredisine girememek diye uzayıp giden bir listenin tam da ortasında miğdeme giren kramp sinirlerimi bir kat daha zıplatıyor.
Şimdi kabul edelim lütfen. Evlilik tıpkı Zara'daki hırkayı almak ya da alamamak gibidir. Tam da aradığın hırka o dur aslında ama çok da pahalıdır. Alsam mı almasam mı diye düşündüğün süreçtir evlilik. Alırsan çok güzel bir hırkan olacak, havandan geçilmeyecek, seni sıcak tutacak ama modası geçince de dolabından dahi çıkarmak istemeyeceğin bir hırka! Şimdi sırf ilişki durumumu 'evli' yapacağım, pedere torun sevdireceğim, arkadaşlarımla çift toplaşmaları yapacağım diye de evlenemem. Haksızmıyım?
Elleri kırış buruş olsa, göz torbaçıkları çukurlaşsa, tüm dişleri dökülse, donuna da kaçırsa hala  aynı dili konuşabileceğim bir çift göz bulana kadar 'Durun, bu nikah kıyılamaz!'.  Müsadenizle ben gözümü dört açıp, elimi çabuk tutmaya gidiyorum!

3 yorum:

  1. tamam sıkıntı yok düğün fotoğraflarını ben çekerim. (:
    your sincerly KOVA

    YanıtlaSil
  2. Gözünü degil gönlünü aç , disina degil icine bak , etrafa degil özüne dön.

    YanıtlaSil
  3. Kovacım, hatırlatırım bu sözünü :)

    YanıtlaSil